Bursa'daki selatin camilerin müze gibi görülmesi herkesi huzursuz etti
Camiler sadece taş duvarlar, minareler ya da halılarla tanımlanamaz… Onlar, mümin gönüllerin secdeyle buluştuğu, huşu dolu ibadetlerin yüceldiği, huzurun mekânıdır.
Bu anlayışla bir açıklama yapan Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı, camilerin sıradan yapılar değil, Allah’ın evi olduğunun altını çizdi.
Hilmi Şanlı, camilere son zamanlarda gösterilen bazı sorumsuz tavırların hem ibadet edenleri hem de din görevlilerini derinden yaraladığını dile getirdi.
Turistik gezilerde camilere uygunsuz kıyafetlerle girilmesi, saygısız pozlar verilmesi, yüksek sesle konuşulması ve ibadet edenlerin izinsiz fotoğraflanması gibi davranışların artık tahammül sınırlarını aştığını vurgulayan Şanlı, şu net ifadeleri kullandı:
"Camiler müze değildir! Burası dua edilen, tövbe edilen, secdeye varılan kutsal bir mekândır. Herkes —Müslüman olsun ya da olmasın— bu bilinçle davranmak zorundadır."
Cami görevlilerinin ve cemaatin huzurunu bozan davranışların, manevi atmosferi zedelediğini belirten Şanlı, ziyaretçilerin mutlaka cami adabına uygun şekilde hareket etmesi gerektiğine dikkat çekti.
Özellikle kıyafet konusuna vurgu yapan Şanlı, camiye gelen herkesin dini hassasiyetlere saygılı olmasını istedi.
Şanlı, camilerde huzurun yeniden tesisi için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
-
Cami görevlilerinin uyarılarına kulak verilmeli,
-
Ziyaretçiler mabette olduklarını fark etmeli,
-
Yetkililer cami adabına uygun düzenlemeleri hayata geçirmeli.
Bu çağrının sadece bir uyarı değil, maneviyatımıza sahip çıkma kararlılığı olduğunu vurgulayan Şanlı, camilerin kutsallığını korumak için toplumun her kesimini duyarlı olmaya davet etti.