Ben çocukken yere düşmüş ekmeği tıpkı düşen bir insanı kaldırır gibi kaldırırdık; dikkatle ve saygıyla. Görüyorum ki artık israf edilen ekmekatık” olmuş.

Ben çocukken sözlüklerde bugünkü anlamda “atık” kelimesi yoktu. Son 25-30 yıldır kullanılır oldu bu sözcük. Eskiden tehlikeli maddeler dışında atık olmazdı. Şimdi kâğıtlara, yiyeceklere, giysilere, metallere yani hemen her şeye atık denir oldu.

Ben çocukken atık demezdik, “artık” derdik, arttı anlamında. Artıkları insanlar, hayvanlar, doğa bir şekilde yeniden değerlendirirdi. Komşular, tavuklar, kediler, kuşlar, karıncalar… Hepsiyle ortak bir soframız vardı.

“Artık” ve “atık” kelimeleri arasında tek bir harf fark var. Keşke sadece öyle olsaydı. Çünkü Dünyayı yok eden bir fark var. Geri dönüşüm diye bir şey çıkardılar. Yani dediler ki “Biz tüketimden, doğayı kirletmekten vazgeçmeyiz ama günah çıkarmak için “geri dönüşüm” diyoruz” Nasrettin Hocam bu insanlar neden hala anahtarı kaybettiği yerde değil de ışık olan yerde arıyorlar?

İstirham ediyorum, çocuklarımızı büyütürken sadece akademik konuları önemsemeyelim. Bir dilim ekmeğin ne demek olduğunu aç bir çocuğun gözleriyle öğretelim. Bir dilim ekmekle başlayan bu yolculuk, belki de çocuklarımızın dünyaya, insana, doğaya olan bakışını değiştirebilir. Ama lütfen önce siz inanın ve yaşayın. Ekmek sadece karnımızı doyurmaz, ruhumuzu da besler. Artık artıkları kıymetlimiz olarak görelim.

Ben çocukken atık yoktu “katık” vardı. “Artık” çocuklarımıza “katık” olarak neyi miras bırakacağımızı yeniden düşünmenin zamanı hoş geldi. Gününüz güzel olsun.

Türkiye Emekli Uzman Çavuşlar Derneği (TEMUD) İçin Güç Birliği Türkiye Emekli Uzman Çavuşlar Derneği (TEMUD) İçin Güç Birliği

ziya-selcuk-atik-israf