Karadeniz gazında 2020’den 2026’ya uzanan milli zaferin hikayesi
Türkiye, enerjide bağımsızlık yolunda Karadeniz’in derin sularında tarih yazmaya devam ediyor. 2020’de Sakarya Gaz Sahası’nda yapılan ilk büyük doğal gaz keşfiyle başlayan süreç, şimdi Osman Gazi üretim platformuyla yeni bir döneme giriyor.
Bu dev adım, sadece enerji politikalarında değil, Türkiye'nin ekonomik ve stratejik geleceğinde de derin izler bırakacak.
Fatih Sondaj Gemisi’nin 29 Mayıs 2020’de Haydarpaşa Limanı’ndan uğurlanmasıyla başlayan serüven, 20 Temmuz’da Karadeniz’in Tuna-1 lokasyonunda yapılan sondajla doruğa ulaştı.
21 Ağustos 2020’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından duyurulan 320 milyar metreküplük rezerv, kısa süre içinde 405 milyar metreküpe çıkarıldı. Bu keşif Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığına karşı ilk somut zafer olarak kayıtlara geçti.
Ardından Kanuni, Yavuz ve Abdülhamid Han sondaj gemileri ile Barbaros Hayreddin Paşa ve MTA Oruç Reis gemilerinin sahaya dahil olmasıyla çalışmalar ivme kazandı.
Her bir sondaj, umutları büyüttü. 2025 yılında Göktepe-3 kuyusundaki keşifle birlikte toplam rezerv miktarı 785 milyar metreküpe ulaştı. Bazı sismik veriler ise Karadeniz’in 1 trilyon metreküplük dev bir potansiyeli barındırdığını işaret ediyor.
Bu devasa rezervin işlenmesi için kurulan Filyos Doğal Gaz İşleme Tesisi, 2023 yılında faaliyete geçti ve ilk fazda günlük 9,5 milyon metreküp gaz ile yaklaşık 4 milyon haneye ulaşıldı.
Fakat asıl değişim, 2026’da göreve başlayacak olan Osman Gazi platformu ile yaşanacak.
Türkiye’nin ilk yüzer üretim ve depolama platformu olma özelliğini taşıyan Osman Gazi, 298,5 metre uzunluğu ve 10,5 milyon metreküplük günlük işleme kapasitesiyle Karadeniz’in dev bir enerji üssüne dönüşmesini sağlayacak.
140 kişilik personel kapasitesiyle 20 yıl boyunca denizde hizmet verecek platform, üretimi ikinci fazda iki katına, üçüncü fazda ise dört katına çıkaracak.
Osman Gazi’nin göreve başlamasıyla Türkiye’nin günlük doğal gaz üretimi 20 milyon metreküpe ulaşacak. Bu da yaklaşık 8 milyon haneye enerji sağlayacak güce erişileceği anlamına geliyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, bu süreçte arama ve sondaj faaliyetlerini sürdürülebilir şekilde artırarak tam bağımsız enerji vizyonunu pekiştirmeyi hedefliyor.
Karadeniz’de yükselen her platform, Türkiye’nin enerji tarihine kazınan birer mihenk taşı. Ve bu yolculuk, yalnızca rezerv bulmakla kalmayıp, bir milletin kendi kaderini kendi elleriyle yazmasının öyküsüdür.
