"11-17 Nisan Kalp Sağlığı Haftası" kapsamında Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesince gerçekleşen"Kovid-19 Salgını ve Kalp Sağlığı Sempozyumu"na katılan Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, burada şehirdeki Kovid-19 vakalarına dair değerlendirmede bulundu.

Diyabet Hastaları İçin Oruç Tutmanın Şartları Diyabet Hastaları İçin Oruç Tutmanın Şartları

thumbs_b_c_922ca61dc58939e14a47c47e3d899846

Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, "Bilim dünyasında, artık bu salgın bitecek mi bitmeyecek mi mayıs ayı itibarıyla bence bir karar verilecek gibi gözüküyor. Ama şu ana kadar, İstanbul'da Türkiye'de sayılar çok azaldı. Şu anda İstanbul'da Kovid-19 başlangıcından itibaren en düşük vaka sayısındayız."

Salgının şu anda gündemden çıktığını belirten Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, "İnşallah aklımızdan da çıkarır hale geliriz." temennisinde bulundu.

Türkiye'nin en zeki, en çalışkan, en özverili sağlık ordusuna sahibiz

Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, sempozyumda salgın sürecinde bürokratik mücadele başlığını ele aldı.

Dünyada ilk Kovid-19 vakası ilan edildikten sonra Türkiye'de alınan önlemlerden bahseden Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, ilk vaka görüldüğü günden şimdiye kadar İstanbul'da yapılan mücadeleyi anlattı.

Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, aşının ilk uygulandığı gün, salgınla mücadelenin başarıyla sonuçlanacağından emin olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin aşı konusunda uyum gösterdiğini belirten Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, şu anda 3'üncü doz aşı uygulamasının neredeyse yüzde 80'e geldiğini, bunun da toplumun ne kadar uyumlu olduğunu gösterdiğini söyledi.

Türkiye'nin en değerli, en kaliteli, en yetenekli insanlarının sağlık sektöründe olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, şunları söyledi:

"Kovid-19 esasında, Türkiye'nin bu avantajını kullanmasını sağladı. Bizler en zeki, en çalışkan, en özverili sağlık ordusuna sahibiz. Bu avantajımızı Kovid'de kullandık.

Sizlerin çabası, özverisi, çalışkanlığı, iş bitirme özelliği olmasa Kovid'de hiçbir başarı elde edilemezdi. Esasında dünya da bunu gördü. Şu anda sağlık turizmi konusunda insanlar Türkiye'ye inanılmaz bir talepkar duruma gelmiş durumda. Sadece son 6 ayda sağlık turizmi kapsamında 30 bin İngiliz vatandaşı Türkiye'ye geldi."

Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, salgın sürecinde, sadece İstanbul'da bir günde 437 bin aşı yapabilecek kapasiteleri olduğunu gördüklerini anlatarak, hizmette hiçbir sıkıntıları olmadığının altını çizdi.

İki konuyu daha geliştirmeleri gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, şöyle devam etti:

"Birincisi sağlık bilgimiz bilimsel anlamda çok iyi ama bilimsel olarak sağlık bilgisi de üretmemiz gerekiyor. Sağlık bilgisi üretecek özellikle üniversiteler, akademik camialar için söylüyorum ortamları, finansmanları sağlamamız gerekiyor.

Yani, başka yerlerin bildiği bilgiyi bilmek değil, kendimizin ürettiği bilgiyi de sağlıkta üretebilmemiz gerekiyor. Yeni hastalık tedavileri, yeni hastane yöntemleri.

İkincisi, sağlık teknolojisi de üretmemiz gerekiyor. Neden Kayseri Erciyes Üniversitesi aşıyı üretti de diğer üniversitelerimiz üretemedi?  10 sene önce, kırım kongo kanamalı ateşine karşı aşı çalışması için büyük bir laboratuvar kuruluyor.

Bu laboratuvarı da insan gücü olarak hepsi destekliyor. 10 sene önceki yatırım sayesinde esasında o aşı bulunuyor. Bilgiye, bilime yatırım, insana ve fiziki yapıya, altyapıya yatırım ve bunların uzun süre harmanlanarak olgunlaşma süreci olmadan olmuyor."

Kalp, salgında en çok sekteye uğrayan hastalık grubu

Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Kaan Kırali de kalp sağlığının salgında en çok sekteye uğrayan ve vatandaşlar tarafından ötelenen hastalık grubu olduğunu söyledi.

Normalleşme süreciyle bu hastalık grubundakilerin yoğun talebiyle karşı karşıya kaldıklarını anlatan Kırali, bu süreci de başarıyla yürüteceklerini düşündüğünü söyledi.