Prof. Dr. Tezer Kutluk, Türkiye'de Kovid-19 salgını öncesinde yılda 7 milyon kişinin kanser taraması yaptırdığını belirterek "2020'yılında kanser taramalarını yaptıranların sayısı 3,5 milyona indi, 2021'yılında 4,5 milyona çıkabildi."

thumbs_b_c_26cfa4fdeae4de240117104c3a60200c

Türkiye ve dünyada kanser görülme sıklıkları, kanser taramalarının önemi ve Kovid-19 salgınında bu tarama oranlarında düşüş olup olmadığına dair bilgileri paylaşan Prof. Dr. Tezer Kutluk, kanserin "epidemi" olarak adlandırılan sık görülen hastalıklar içerisinde yer aldığına dikkati çekti.

Prof. Dr. Tezer Kutluk, "Dünyada her yıl 20 milyona yakın insan kansere yakalanıyor. Bu sayının 2040 yılına gelindiğinde aşağı yukarı 30 milyona ulaşmasını bekliyoruz."

20 milyon kanser hastasından 10 milyonu kurtarılabiliyor

Her yıl görülen 20 milyon kanser hastasından ortalama 10 milyon kişinin kurtarılabildiğini, 10 milyonunun ise yaşamını kaybettiğini belirten Prof. Dr. Tezer Kutluk, "2040'yılına gelindiğinde yıllık 16-17 milyon düzeyinde bireyin kanser sebebiyle yaşamını kaybedileceği öngörülüyor."

Prof. Dr. Tezer Kutluk, ayrıca dünya genelinde 0-19 yaş grubunda yılda 400 bin çocuğun kansere yakalandığını söyledi.

Türkiye'de yılda 230 bin kişinin kansere yakalanacağı öngörülüyor

Türkiye'nin 85 milyona yaklaşan nüfusuyla büyük bir ülke olduğunu gösteren Prof. Dr. Tezer Kutluk, "Türkiye büyüklüğündeki bir ülkede beklenen kanser sayısı, erişkinlerde her yıl için 220-230 bin, çocuklarda ise maalesef her yıl 3-4 bin civarındadır. Dolayısıyla gerek sayıya gerek ölümlere baktığımızda kanser, halk sağlığı açısından önemli bir sorun."

Kanserlerin yüzde 30'unu önleyebiliriz

Prof. Dr. Tezer Kutluk, "Kısa, orta ve uzun vadede alınabilecek tedbirlerle tüm kanserlerin yüzde 30'unu önleyebiliriz. Yani önümüzdeki 3-5 yıl içerisinde gerek önleme gerek tedavi anlamında iyi tedbirler alıp uygulamaya koyabilirsek dünya genelindeki yıllık 10 milyon ölümden 3-5 milyonunu süratli bir şekilde kurtarmak mümkün olabilir."

Başlıca risk faktörü tütün ürünlerinin kullanımı

Kanserin başlıca risk faktörünün tütün ürünleri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tezer Kutluk, dünyada her yıl 2 milyon kişinin akciğer ve ilişkili solunum yolu kanserlerine yakalandığını söyledi.

Prof. Dr. Tezer Kutluk, tütün dünyadan temizlendiğinde milyonlarca insanı kurtarmanın da mümkün olacağının altını bir kez daha çizdi.

Sağlıklı beslenme ve 'günde 10 bin adımı' yabana atmayın

Kansere karşı tütün ürünlerinin kullanılmamasının yanı sıra sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivitenin önem taşıdığını söyleyen Prof. Dr. Tezer Kutluk sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sağlıklı beslenme derken olağanüstü karmaşık, zor çılgınlıklardan bahsetmiyoruz. Basit, annenizin mutfağındaki temel beslenme şeklini abartıya kaçmadan, fazla yağdan, kaloriden, aşırı tuzdan kaçınarak tüketmeyi kastediyoruz. Herkesin yaşam tarzına uygun, sebze, meyve, tahıl, lif dengesini gözeterek beslenmesi kansere karşı ciddi katkı sağlıyor.

Beslenmenin kardeşi fiziksel aktiviteyi de bunun hemen yanına koymamız lazım. Yıllardan beri söylenen 'Her gün 10 bin adım atmaya çalışın.' sözü yabana atılmamalı.

Spor salonunda spor elbette olabilir ama kastettiğimiz yürüyüş, düzenli hareket. İster dans edin, ister cam silin, ister yürüyün ama mutlaka hareket edin. Fiziksel aktivite ve sağlıklı beslenme ile kanserden ciddi şekilde korunmak mümkün."

Prof. Dr. Tezer Kutluk, alkolün kanserdeki rolünün yüzde 3-5, çevre kirliliğinin ise yüzde 1-2 oranında olduğunu da belirtti.

Dr. Aytekin Uyarıyor Yaz Aylarında Mantar Enfeksiyonlarına Dikkat Dr. Aytekin Uyarıyor Yaz Aylarında Mantar Enfeksiyonlarına Dikkat

Türkiye'de her yıl 22 bin civarında meme kanseri görülüyor

Prof. Dr. Tezer Kutluk, dünya ve Türkiye'de bayanlarda en sık görülen kanser türünün meme kanseri olduğuna dikkati çekerek "Türkiye'de her yıl 22 bin civarında, dünyada 2 milyon meme kanseri görülüyor."

Tütün ürünlerinin kullanılmaması, kilo kontrolü gibi faktörlerin meme kanserini engelleyen unsurlar arasında yer aldığını ve düzenli taramaların büyük önem taşıdığını söyleyen Prof. Dr. Tezer Kutluk, 20'li yaşlardan sonra tüm bayanlara ayda bir kez kendi kendine meme muayenesine başlama ve 45'inden sonra da mamografi çektirme uyarısında bulundu.

Prof. Dr. Tezer Kutluk, bayanlarda rahim ağzı kanseri taramalarının cinsel hayatın başlamasından itibaren, kalın bağırsak kanseri taramalarının da tüm bireyler için 50 yaşından sonra düzenli yaptırılması gerektiğini söyledi.

Kovid-19 nedeniyle kanser taraması yaptıranların sayısı azaldı

Prof. Dr. Tezer Kutluk, Kovid-19 salgını nedeniyle dünyanın birçok ülkesinde kanser tanılarında gecikmeler yaşandığını, kanser taramalarının da ciddi oranda düştüğünü söyledi.

Türkiye'nin kanser taramalarında iyi bir noktaya geldiğini, özellikle rahim ağzı kanseri taramalarının Avrupa standartları olan yüzde 70'li rakamlara ulaştığını anımsatan Kutluk sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'de salgın öncesinde yılda 7 milyon kişi taranırken 2020'yılında kanser taramalarını yaptıranların sayısı birden bire 3,5 milyona düştü. Devlet de bu durumun farkında aslında, bu nedenle kanser taramalarının yapılması gerektiği mesajı paylaşıldı.

2021'yılına gelindiğinde salgına biraz daha adapte olunmasının etkisiyle kanser taramalarının sayısı 4,5 milyona çıktı. Salgın öncesindeki yıllık 7 milyon taramanın çok altındayız."

Geç tanılar salgının geç yan etkisi olarak karşımıza çıkacak

Vatandaşlara kişisel tedbirlerini alarak mutlaka kanser taramalarını yaptırma çağrısında bulunan Prof. Dr. Tezer Kutluk, "Dünyanın bazı ülkelerinde bilim adamlarının yaptığı çalışmalara göre, kanserde gecikmiş tanılar ilerde salgının da geç yan etkisi olarak karşımıza çıkacak.

Farklı kanser türlerinde değişen oranlar olmakla birlikte, geç tanılar nedeniyle kansere bağlı ölümlerde yüzde 5-10 oranında artış olacağı öngörülüyor."

Prof. Dr. Tezer Kutluk, bilim adamların bu durumun kontrol altına alınmasına yönelik çalışmaları sürdürdüğünü dile getirdi.

Kanser hastaları Kovid-19 aşılarını yaptırmalı

Kanser hastalarının Kovid-19'a karşı aşılanmasına dair de Prof. Dr. Tezer Kutluk, "Kanserli bir hastanın Kovid-19 geçirdiğinde olumsuz etkilenme ihtimali biraz daha çok.

Bu nedenle kanserli hastalara aşılarını yaptırması tavsiye ediliyor. Kemoterapi alırken bile bu tavsiye ediliyor ama önce mutlaka doktorlarına danışmaları gerek.

İki kemoterapi aralığında olabilir, kan sayımları kontrol edilerek hekimleri tarafından bu aşıların yapılmasında fayda görülüyor. Kanserli hastalarda aşıdan dolayı ekstra bir yan etki beklenmiyor."

Editör: Yüksel Aslan