Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar'ın "manevi kızı" ve tıbbi biyoloji ve genetik uzmanı KKTC Cumhurbaşkanlığı Sağlık Danışmanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı, SARS, MERS, kuş gribi, influenza salgınlarında aktif görev yaptı.

Bursa'da 13 Yaşındaki Çocuğun Kulağından Kurtçuk Çıkarıldı Bursa'da 13 Yaşındaki Çocuğun Kulağından Kurtçuk Çıkarıldı

thumbs_b_c_87851d611981c7a1b5a5b017ac4c1b95

Uzun yıllar HIV virüsünün de arasında olduğu retrovirüslerün gen analizleri ve yaşam döngüleri üzerine Danimarka'da 18 yıl araştırma yapan Serakancı, İtalya Sağlık Bakanlığına da AR-GE konusunda bilimsel danışmanlık verdi.

Doktora çalışmalarının bir bölümünü ve profesörlüğe uzanan akademik çalışmalarını Danimarka'da yapan Serakıncı, 4 yıl Türkiye'de çalıştıktan sonra tecrübelerini KKTC'ye taşıdı.

KKTC'de domuz ve kuş gribini ilk teşhis yapan Prof. Dr. Nedime Serakıncı, 10 yıllık çalışmalarından sonra iki yıl önce başlayan Kovid-19 salgınıyla birlikte oluşturulan KKTC Başbakanlığı Bilim Kurulu üyesi olarak görev yaptı.

Ersin Tatar'ın KKTC Cumhurbaşkanı olmasından sonra sağlık danışmanı olarak göreve başlayan Prof. Dr. Nedime Serakıncı, Kovid-19'la mücadele sürecinin başarıyla yapılmasından Sağlık Bakanlığı ve Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi'nin çalışmalarına tam destek verdi.

10'da bir oranında daha az ölüm yaşadık

Prof. Dr. Nedime Serakıncı, KKTC'deki Kovid-19 salgın süreci ve moleküler biyoloji alanındaki 30 yıl tecrübesi ışığında salgının bundan sonraki sürecine dair değerlendirmelerde bulundu.

KKTC ile benzer coğrafya, iklim koşulları ve nüfusa sahip olan ülkeleri sürekli takip ederek karşılaştırmalar yaptığını ve içlerinde en başarılı ülkenin KKTC olduğunu belirten Prof. Dr. Nedime Serakıncı, "Vaka sayımız aynı gitmekle beraber 10'da bir oranında daha az ölüm yaşadık. Ayrıca moleküler biyoloji alanında ve önceki salgın tecrübelerimden faydalanarak çok farklı hesaplar yapma şansım oldu."

Kovid-19'un sonu için tarih verdi

Prof. Dr. Nedime Serakıncı, Kovid-19 salgının, önümüzdeki süreçteki seyrine dair soru üzerine, hiçbir virüsün ve bakterinin yok olmadığına, sadece sessizleştiğine işaret ederek, "Var olan hiçbir şey yoktan var olmadığı gibi yok da olmuyor. Ama nedir? Biz onunla, o da bizimle yaşamayı öğrenir.

Bu süreç 3 yıl sürer. Nasıl ki influenza ve gribe alıştık, grip aşılarına rağmen yine grip oluyoruz ve her yıl ölenler oluyor, Kovid-19'da benzer bir süreci gözlemliyoruz.

Bu görüşten yola çıkarsanız 2019 yılı Aralık ayında aniden ortaya çıkan Kovid-19, 2022 yılı sonunda artık 'bizimle birlikte yaşamayı öğrenmeye' doğru gitmesini beklemek yanlış olmaz.

Salgının sürecine dair yüzde 100 net cevabı hiçbirimiz bilmiyoruz ama genel anlamda bütün dünya için 2022 yılı Aralık ayında artık özel sağlık sorunları, kronik hastalığı olanlar olanlar hariç, virüsle birlikte maskesiz yaşamayı öğrenmiş olacağımızı düşünüyoruz. Belki 3-5 hafta kayma olabilir ama o süreçte bir rahatlama olmasını bekliyoruz."

Kovid-19 ile influenza salgınlarının seyrini karşılaştıran Prof. Dr. Nedime Serakıncı, şunları söyledi:

"Kovid-19, ilk başlangıçta çok saldırgandı konakçısı olan insanı öldürdüğünde kendisi de yok olacağından modifiye olmaya başladı ve daha az şiddetli daha çabuk ulaşan, daha çok tutunan ama öldürmeyen tiplerine doğru evrildi.

1918 yılında İspanyol gribi olarak bilinen ve 3 yıl süren influenza salgınından etkilenen 500 milyonluk dünya nüfusunun 50 milyonu yaşamını yitirdi.

Günümüzde John Hopkins Üniversitesi Koronavirüs Merkezi verileri ve birçok diğer veri tabanı baz alındığında, 65 yaş üzeri ve kronik hastalarda influenza kaynaklı ölümler, dünya nüfusunda yüzde 1,8 oranında hesaplanırken Kovid-19 kaynaklı ölüm oranlarının, veri bankalarına bildirilen ülkeler bazında bakıldığında yüzde 1,3'lere doğru inmeye başladığını görüyoruz.

Delta varyantı için ölüm oranları 100 bin kişide 180 iken Omicron varyantı ile birlikte yüzde 60 oranında azalarak 100 bin kişide 72'ye kadar geriledi. Dolayısıyla Kovid-19 ölüm oranları, influenzanın tarihsel evrimindeki gibi düşüşe geçti.

Bu gerilemede aşılamanın da büyük etkisi oldu. Bu verilere göre de 2022  yılı Aralık ayında artık virüsle birlikte, maskesiz yaşamayı öğrenmiş olacağımızı öngörüyoruz.

Bu süreçte, aşılama ve kişisel tedbirlere dikkat edilmesi gerektiği unutulmamalı. Süreç sonunda aynen gripte olduğu gibi kendimizi korumaya ve bulaştırmamaya dikkat etmemiz gerekecek."