Zirai donla üzen nisan yağışlarla sevindirdi
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı "2025 Nisan Ayı Alansal Yağış Raporu", Türkiye'nin yağış haritasında dikkat çekici değişimleri gözler önüne serdi.
Ülke genelinde ortalama 72,7 mm yağış kaydedilirken, bu değer 1991-2020 yılları arasındaki 57,5 mm'lik uzun dönem ortalamanın yüzde 27 üzerinde gerçekleşti. Geçen yılın nisan ayı ortalaması olan 28,5 mm’ye göre ise artış tam yüzde 155’e ulaştı.
Ancak yağış artışı her bölgede aynı düzeyde olmadı. Ege Bölgesi, 82,4 mm ile son 22 yılın en yağışlı nisan ayını yaşarken, bu değer uzun yıllar ortalamasının yüzde 53, geçen yılın ise yüzde 100’den fazla üzerinde gerçekleşti.
Akdeniz Bölgesi ise 79,1 mm ile son 14 yılın zirvesini gördü; ortalamaya göre yüzde 48, 2024 yılına göre ise yüzde 100'den fazla bir artış yaşandı.
İç Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgeleri de benzer şekilde yağışta yüksek artışlar kaydetti. İç Anadolu’da 57,8 mm ile normalin yüzde 27, geçen yıla göre yüzde 100’ün üzerinde artış gözlemlendi.
Karadeniz’de 80,6 mm’lik yağış, bölge ortalamasının yüzde 44, geçen yılın ise iki katı üzerinde oldu. Doğu Anadolu’da ise 94,1 mm ile benzer oranlar görüldü.
Burdur, nisan yağışlarını yüzde 135 artırarak en fazla artış gösteren il oldu. Hakkari, 140,9 mm ile en fazla yağış alan il olarak zirveye yerleşti.
Isparta, Aydın, Denizli, Muğla, Afyonkarahisar, Uşak, Ankara ve Eskişehir gibi pek çok ilde son 20 yılın en yüksek nisan yağışı ölçüldü.
Öte yandan, Marmara ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri yağışta gerileme yaşayan bölgeler oldu. Marmara’da 42,4 mm yağış ile uzun yıllar ortalaması olan 51,9 mm’nin altında kalınırken, geçen yıla göre hafif artış kaydedildi.
Güneydoğu Anadolu, 43,5 mm yağışla normalin yüzde 30 altında kalarak geçen yıla kıyasla değişiklik göstermedi.
Bazı illerde dikkat çeken değişimler şöyle:
-
Adana, Kahramanmaraş, Bartın, Kastamonu, Trabzon, Rize: Normale göre yüzde 100’ün üzerinde yağış artışı.
-
Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak: Yüzde 60’ın üzerinde yağış düşüşü.
Bu veriler, iklim değişikliğinin Türkiye üzerindeki etkilerini daha görünür hale getirirken, bölgesel su yönetimi ve tarım politikalarında da yeniden değerlendirmeler yapılmasını gündeme getiriyor.