Dünya

Avrupa Birliği'nin hayal kırıklığı projesi Frontex

Avrupa Birliği dış sınırlarının korunmasından sorumlu kurumu Frontex, son yıllarda Ege Denizi'ndeki geri itme skandallarının ortasında yer aldı.

Abone Ol

Frontex 2004 yılında Avrupa Birliği dış sınırlarının yönetilmesinde koordinasyon göreviyle kuruldu ve ertesi yıl küçük bir ofiste göreve başladı.

Kurulduğunda bütçesi 6 milyon avro, çalışan sayısı 70. Amaç Schengen bölgesine suçluların girmesini ve böylece aralarında sınır olmayan Avrupa Birliği ülkeleri arasında rahatça dolaşmalarını engellemekti.

O yıllardaki terör saldırıları, üye ülkeler için siyasi açıdan hassas olan dış sınırların korunması konusunda Avrupa Birliği ve dolayısıyla Frontex'e daha çok yetki verilmesine sebep oldu.

İlerleyen yıllarda Avrupa Birliği ülkelerine destek için Frontex'in sınır koruma ekipleri ve müdahale birimleri kuruldu.

Küçük bir ofisten 543 milyon avroluk dev bir kuruma

Merkezi Polonya'nın Varşova kentinde bulunan kurumun başına 2015 yılında Fransız vatandaşı Fabrice Leggeri getirildi. Leggeri göreve geldiğinde çoğunlukla idari görevi bulunan Frontex, zamanla 543 milyon avro bütçesi olan silahlı ve üniformalı bir sınır koruma teşkilatına dönüştü.

Frontex, denizde 44 bin kilometrelik ve karada 9 bin kilometrelik sınırı bulunan Avrupa Birliği en geniş teşkilatlı ve en büyük bütçeli, uçakları, botları ve 1500 çalışanı olan kurumlarından biri haline geldi.

Frontex'in görevleri arasında hızlı sınır müdahaleleri, ortak arama ve kurtarma çalışmaları, insani yardım, göçmenlerin taranması ve kimlik tespiti ile insan ve mal kaçakçılığının yanı sıra terör faaliyetlerinin engellenmesi bulunuyor. Kurum, kendi verilerine göre, 2020 yılında 13 bin göçmenin kurtarılmasına yardım etti, 1200 kişi ve uyuşturucu kaçakçısının kimliğini tespit etti.

Frontex skandalların ortasında

Büyük umutlar bağlanan Frontex bu zaman içinde büyük skandalların odağında yer aldı. Ege Denizi'nde Yunanistan sahil güvenlik görevlilerinin göçmen botlarını geri itmesi, birçok göçmenin bu olaylarda yaşamını yitirmesi Frontex de gündeme geldi.

Yunanistan sahil güvenliği ve Frontex'in dahil olduğu geri itme olaylarına dair haberler 2020 yıı itibaren uluslararası basında yer aldı. "Lighthouse Reports", "Der Spiegel", "SRF Rundschau", "Republik" ve "Le Monde" tarafından yapılan ortak araştırmaların yanı sıra Alman Spiegel dergisi, Almanya Birinci Televizyon Kanalı ARD'nin Monitor programı, Fransız gazetesi Liberation, Sırp gazetesi Novosti ve RTL Hırvatistan, Lighthouse Report, SRF Rundscha, Bellingcat ve ARD Viyana ofisi birçok araştırmayı haberleştirdi.

Yunan sahil güvenlik botları, Türkiye'den Yunanistan'a geçmek isteyen göçmenlerin botlarını engelliyor, zarar veriyor batırıyordu. Suçlamalara göre, Frontex de uluslararası hukuka aykırı olan bu olayları bilmesine rağmen göz yumuyor, temel hak ihlallerini engellemiyordu. Bazı olaylarda Frontex'in Yunan görevlilere yardım ettiği yazıldı.

Frontex'in müdahil olduğu geri itmelerde binlerce kişinin mağdur olduğu, bazı göçmenlerin yaşamını yitirdiği iddia edildi.

Frontex ve yönetimi, Brüksel'de eleştirilere hedef oldu. Bazı Avrupa Parlamentosu milletvekilleri Frontex Direktörü Leggeri'nin istifasını istedi. Avrupa Birliği Komisyonu Frontex'ten izahat talep etti.

Frontex, tarihinde ilk defa davalara konu oldu. Ege Denizi'nde geri itmeye maruz kalan iki göçmen Avrupa Birliği Adalet Divanına başvurdu.

Frontex soruşturmaları

Avrupa Birliği Yolsuzlukla Mücadele Ofisi ise Frontex ve Leggeri hakkında soruşturma başlattı. OLAF'ın raporundan basına sızan bilgilerde Frontex Başkanı Leggeri ve diğer üst düzey yetkililerin, Yunanistan'ın geri itmelerini yalnızca bildikleri değil, aynı zamanda örtbas ettikleri belirtiliyordu.

Avrupa Parlamentosu da Frontex hakkında özel çalışma grubu kurarak iddiaları soruşturmaya başladı. Soruşturma sonucunda Frontex'in temel hak ihlallerini önlemediği sonucuna varıldı.

Frontex, Yunanistan ve geri itmelerle ilgili haberler devam etti. Bu haberler tanık ifadeleri, video kayıtları, uydu görüntüleri gibi çok sayıda kanıtla desteklendi. Frontex'in veri tabanında yüzlerce düzensiz göçmenin Ege'de geri itilmesine yönelik kayıtların yer aldığı belirtildi.

Yıllar sonra gelen istifa

Son yıllarda sürekli skandallarla anılan Frontex ve kurumun başındaki isim Leggeri son olarak Avrupa Birliği yönetimi içinde çok fazla görülmeyen istifa haberleriyle manşetlerde yer aldı.

OLAF soruşturmasının odağındaki Fabrice Leggeri, hakkındaki iddiaların ortaya çıkmasından iki yıl sonra Frontex Yönetim Kuruluna istifa mektubunu sundu.

Avrupa Parlamentosu da Frontex'in bütçe harcamalarına, geri itmelerdeki rolü ve yönetim sorunları gibi nedenlerle onay vermedi. Kurumun 2020 yılı bütçe harcamalarını görüşen parlamento, Frontex'in bu dönemdeki bütçesini ibra etmedi.

Frontex'in harcamaları, göçmenlerin geri itilmesi de dahil olmak üzere temel haklara dair devam eden soruşturmalar ve yönetimsel sorunlar nedeniyle onaylanmadı. Parlamento, bu konularda hazırlanan soruşturma raporlarının tamamını görmeyi talep etti ve ibra kararını sonbahara erteledi.

Frontex ve Yunanistan makamları, geri itmelerle ilgili uluslararası insan hakları örgütleri, uluslararası basın, siyasetçiler ve birçok kurumun iddialarını bugüne kadar hep reddetti.

Geri itmelerle ilgili Yunanistan ve Frontex'e tepki gösterenler arasında Türkiye de bulunuyordu. Türk yetkililer geri itmelerin insanlık dışı olduğunu söyledi.

Son olarak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Frontex bütçesinin onaylanmamasını değerlendirirken "Bu bütçenin bir kısmı göçmenlerin geri itilmesinde kullanıldı.

Frontex sadece izlemedi. Bu insanlık dışı uygulamalara Frontex katıldı, şahitlik etti. Bütçenin onaylanmaması ya da İcra Direktörünün görevden ayrılması Frontex'i aklamaz."

{ "vars": { "account": "UA-210886015-2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }