Dünya

ABD`de doğal gaz santrallerinin yüzde 31`i zarar ediyor

Avrupa'da doğal gaz santrallerin yüzde 22'si, Amerika'daki santrallerin yüzde 31'inin zarar ettiği bildirildi. Londra merkez finansal düşünce kuruluşu Carbon Tracker tarafından hazırlanan "Gazı Beklemeye Al" başlıklı raporda, Avrupa'da faaliyet gösteren 835 ve Amerika'da işletmede olan 2 bin 200 doğal gaz santralinin finansal durumu analiz edildi.

Abone Ol

Doğal gaz fiyatlarında salgın öncesi seviyelerin dikkate alındığı analizde, Avrupa ve İngiltere'de toplam 43 gigavat ve Amerika'da 159 gigavat kapasiteli doğal gaz santrallerinin hali hazırda zararına çalıştığı hesaplandı. Bir başka deyişle, Avrupa'daki santrallerin yüzde 22'si ve Amerika'daki santrallerin yüzde 31'i zarar ediyor.

Rapora göre, son aylarda Avrupa başta olmak üzere dünyada yaşanan enerji krizi nedeniyle rekor kıran doğal gaz fiyatlarına bağlı olarak birçok santral daha zarar etme riskiyle karşı karşıya kalacak.

Ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele amacıyla belirlediği sıfır emisyon hedefleri kapsamında doğal gaz santrallerinin çoğu ekonomik ömrünü tamamlamadan atıl varlık haline gelebilir.

Sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda doğal gazdan çıkışın gerçekleşmesi halinde, 10,1 milyar doları Avrupa ve 5,8 milyar doları Amerika olmak üzere toplam 16 milyar dolarlık varlık atıl kalabilir.

Azalan güneş, rüzgar ve diğer temiz enerji teknolojileri maliyetleri karşısında, doğal gaz ve karbon fiyatların arttığı bu dönemde planlanan ve inşa aşamasında olan gaz santralleri için daha büyük riskler ortaya çıkabilir.

Rapora göre, Amerika'da 28,1 gigavat, Avrupa'da 23,7 gigavat ve İngiltere'de 11,4 gigavatlık gaz santrali ilk yatırım maliyetlerini çıkaramayacak ve toplamda 27,5 milyar dolar kayıp riski oluşturacak.

Carbon Tracker Kıdemli Analisti Jonathan Sims rapora dair değerlendirmesinde, doğal gazdan elektrik üretiminin iklim hedefleriyle uyumlu olmadığını ve gaz santrallerinin ekonomik ömrünü tamamlayamayacağını belirterek, "Gazı yenilenebilir enerjinin önüne koyarak desteklemeye devam eden yatırımcılar sadece atıl varlıklarla karşılaşma riski taşımıyor aynı zamanda temiz enerji sektörünün getireceği yüksek kar oranlarını kaçırıyorlar.

Depolama teknolojileriyle desteklenen yenilenebilir kaynaklar giderek daha güvenilir hale geliyor ve piyasadaki oynak fiyatlardan etkilenmiyor. Bu durum, tüketiciler açısından fiyat istikrarı sağlıyor."

{ "vars": { "account": "UA-210886015-2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }