Gazze’de Basın Özgürlüğü de Bombalandı
Gazze’de yine bir hastane vuruldu. Onlarca insan, yaralılar, çocuklar, doktorlar ve aralarında gazetecilerin de olduğu masumlar… Dünyanın gözü önünde, bir kez daha insanlığın en temel değeri olan yaşam hakkı yerle bir edildi.
Ama sadece bedenler değil, hakikat de hedef alındı. Çünkü hastane saldırısında gazeteciler de vardı. Kalemini kalkan yapan, kamerayı bir vicdan aynasına çeviren o insanlar… Onlar susturulursa, hakikati kim duyuracak?
Bu saldırı sadece bir bina değil, basın özgürlüğü üzerine atılan bombaydı. Çünkü gerçekleri yazan kalemi susturmak, aslında toplumsal hafızayı öldürmektir. Tarihe tanıklık edenleri susturmak, yarınların adalet umudunu karartmaktır.
Bugün Filistin’de yaşanan sadece bir savaş değil, insanlığın vicdanıyla yapılan bir sınavdır. Hastane koridorlarında yankılanan çığlıklar bize şunu soruyor:
“Kaç çocuk daha ölürse, dünyanın gözleri açılır?”
“Kaç gazeteci susturulursa, gerçeğe dair son kırıntılar da yok olur?”
Bu soruların cevabını biz vereceğiz. Ya susarak zalimin yanında olacağız, ya da kalemimizi, sözümüzü, vicdanımızı onların silahlarından daha güçlü kılacağız.
Susturulmak istenen kalemler, gerçeğin ışığını taşıyan son meşalelerdir.