Yaratma kavramı öncelikle Allah’a ait bir sıfat olup en büyük yaratıcı da muhakkak ki Allah’tır. İnsanın “yapıp etme gücü” şüphesiz bir “yaratma” değildir. Allah yoktan var eder (İbda). İnsan ise var olandan yeni şeyler inşa eder.

Yaratıcı düşünce, var olan düşünceler arasında gelenekçiliğe tutsak olmadan bilinenlerin sınırlarını parçalayarak bilinmeyene doğru yeni ve orijinal düşünce ve fikirler geliştirme sürecidir. Yaratıcı düşünceyi insanda ortaya çıkaran gözlem, bilgi, deneyim, motivasyon, hayal, ilham, sezgi, zeka ve yılmadan bıkmadan çalışmaktır.

Yaratıcı düşüncenin tabiatında problem çözme arzusu, farkındalığı, öngörüsü ve coşkusu vardır. Bilginin çok hızlı gelişip, değiştiği bir çağda yaşıyoruz. Bu yüzden toplumun bu değişim hızını yakalayabilecek, aktif , düşünen, üreten, sorun çözen ve kendini sürekli yenileyebilen bireylere başta eğitim, sağlık, güvenlik, iletişim, ziraat, inşaat, sanayi ve teknoloji, iş hayatı ve günlük hayatın her sahasında ihtiyacı vardır. Bu bazen bilimde bir keşif , bazen sanatta unutulmaz bir eser biçiminde kendini gösterirken bazen de yeni bir yemek tarifinde, bir bahçe düzenlemesinde, askeri alanda yapılan İha,Siha,Tiha gibi aletlerde ya da yeni bir oyuncak tasarımında kendini gösterebilir.

William James ortalama bir insan beyin kapasitesinin ancak %10, unu kullanmakta olduğunu söylemektedir. Bu tespitten hareketle insanın yenilik ve yaratıcılık konusunda da kullanmadığı muazzam bir kapasiteye sahip olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla sadece dâhiler değil herkes yaratıcı yeteneğe sahiptir.

Fakat kültürümüzde bulunan insanların meraklarını yok eden kalıp yargılar (Gene mi oyuncağını söktün? İcat çıkarma! Eski köye yeni adet/alet getirme! Bildiğin işten şaşma! Bilmediğin işe karışma! Dünyayı sen mi düzelteceksin? Bu iş senin dediğin gibi olsaydı Avrupalı yapardı. Mümkün değil. gibi) yaratıcılığa engel olmaktadır. Yaratıcılığın vazgeçilmez şartı esnekliktir. Esneklik sayesinde kalıplar kırılıp aşılarak yaratıcılık ortaya çıkmaktadır.

Okul, üyelerinin üretkenliklerini, yani yaratıcılıklarını öldüren bir atmosfere sahiptir. Okul kurumunun en önemli iki yetersizliğinden birincisi yaşamın ta kendisini yansıtması gereken eğitimi, yapay sınıf duvarları arasına ve sonra da yaşamdan yalıtılmış derslerin içine sıkıştırmış olmasıdır. İkinci neden ise, kişilerin ilgi alanlarının içinde yer alıp almadığına bakılmaksızın, benimsenmesi istenilen konuların kişilere öğretilmeye çalışılmasıdır. Ancak günümüzde Milli Eğitim Bakanlığımızın oluşturmuş olduğu beceri ve tasarım atölyeleri bu konuda ilerleme kaydettiğimizin göstergesidir.

Geçmişten günümüze yaratıcı düşünceye örnek vermek gerekirse bundan iki bin yıl önce yaşamış bilim insanı Arşimet, işgalci Roma filolarını bugün İtalya'da bulunan Sirakuza kentini korumak amacıyla büyük aynalar yardımıyla yakmıştır. Peygamber efendimizin Medine’nin savunması amacıyla (o zamana kadar Arap yarımadasında bir benzeri görülmemiş bir uygulamayla) hendek kazdırması, yine Taif seferi sırasında ‘debbabe’ adı verilen tekerlekler üzerinde hareket eden, dış kısmı atılan okların içeriye girmesini önleyecek kat-kat hayvan derileri ile kaplı, içinde dışarıya ok atabilen bir savaşçının bulunduğu bir savaş aracı kullanılması, İbnül Heysem karanlık oda deneyiyle kameranın keşfine yol açmıştır. Ebül’ Kasım El-Zehravi Katgütü ameliyatta dikiş ipliğini olarak kullanmıştır. Abbas İbni Firnas Wright kardeşlerden 1000 yıl önce uçuş denemesi yapmıştır. Hazarfen (bin fen) Ahmet Çelebi, 1632'de Galata Kulesi'nden süzülmek suretiyle İstanbul Boğazı'nı uçarak geçip Üsküdar Doğancılar meydanına inmeyi başarmıştır. Lagari Hasan Çelebi, 1633'te kendi icadı olan yedi egzozlu bir roketi sırtına yerleştirerek, barut yanması gücüyle 300 m. kadar yükseldikten sonra, önceden hazırladığı kanatlarını açarak Sinan Paşa Köşkü önünde denize inmiştir.

Fatih, İstanbul’u almak için 40 farklı plan yaptı, dördüncüsünde aldı. ‘Rum ateşi’nden korumak için gemileri bakır zırhla kaplatmış, çok sayıda gemiyi karadan yürüterek Haliç’e indirmiş, yüzen uzun bir köprü kurarak askerleri ve topları Haliç’ten karşı tarafa geçirmeyi başarmıştır. Kuşatma sırasında Türk topçularının attığı toplar, dostluk anlaşması yapılan Galata’lıların evlerini yıkabilirdi. Fatih aşırtmalı top’u (havan) icat ederek bu mahsuru halletti. Artuklu Türkleri döneminde Ebû-l iz el-Cezerî (1136-1206, meşhur eseri Kitâb-ül Hiyel) Diyarbakır’da otomatik saatler, robot filler, kuyudan su çeken su pompaları ve herkesi hayrette bırakan makineler yaptı. O, daha sonra yapılacak bazı mekanik araçlara buluşlarıyla öncülük etmiştir.

Başkaları tarafından sömürülmemek, hür ve bağımsız olmak, kalkınmak ve gelişmek birey ve toplumun yaratıcılığına bağlıdır. Yaratıcı düşünce “…mi acaba?” sorusuyla başlar. Mesela, tükenmez kalem yapmak mümkün mü acaba? Deniz akıntısından elektrik üretilebilir mi? Yakıtı su veya güneş enerjisiyle çalışan araba yapılabilir mi? Acaba korona virüsüyle mücadelede plazma tedavisi iyileşmeyi sağlar mı? Cevabımız evetse yaratıcı düşünme başlamış demektir. Modelleme ve deney grubu oluşturarak yaratıcı düşünce meyve vermeye başlar.

Yaratıcılık ‘sorunun’ bir parçası olmak değil, ‘çözümün’ ta kendisidir. Yaratıcılık, zihnen ve bedenen harekete geçmektir. Duran bir kitleyi harekete geçirmek ne kadar zor ise harekete geçen bir kitleyi durdurmak da o kadar zordur. Her şey bir bakış açısından ibarettir aslında. Eğer sen istersen bu bir hayal değildir, yeter ki harekete geç ve içindeki yaratıcılık devini uyandır. O halde hepimizde var olan o muazzam yaratıcı potansiyelimizi yani inşa etme kabiliyetimizi şu andan itibaren daha hızlı bir şekilde harekete geçirelim. Eğitim sistemimizde proje oluşturma, girişimcilik, fikri ürün patent başvurusu, beceri ve tasarım atölyeleri ile öğrencilerimizin etkinliklerini artırmaları için imkan sağlanmalı ve desteklenmelidir.

Yararlanılan Kaynaklar

1)Dinî Araştırmalar Dergisi’nin Mayıs-Ağustos 2009 tarihli 34. Sayı Din Psikolojisi Açısından İnsanda Yaratıcı Düşünce Hasan ARSLAN                                                                                                                   

2)Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 18, (2004) 77-84 Eğitimde Yaratıcı Düşünme Şafak ÖZTÜRK

3) İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü Yaratıcı Düşünme ve Eğitim Dr. Sevda BULDUK           

4) Eğitim ve Yaratıcılık Arş. Gör. Mehmet KARAKUŞ Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü